Genel KültürTeknolojiYaşam

Uzayın Gizemli Sakinleri: En Garip Gezegenler Ve Özellikleri

Uzay, ilk bakışta sonsuz bir karanlık ve soğuk boşluk gibi görünse de, daha yakından incelendiğinde, her biri kendi tuhaf ve büyüleyici özelliklerine sahip, sayısız gezegenle dolu bir yer olduğu ortaya çıkar. Bu gezegenlerin bazıları, adeta bir bilim kurgu romanından fırlamış gibi görünüyor ve evrenin ne kadar gizemli ve olağanüstü bir yer olduğunu bize gösteriyor.

Bu yazıda, bilinen evrendeki en garip gezegenlerden bazılarını keşfedeceğiz:

Karanlık Gezegen:TrES-2b

Karanlık gezegen olarak da bilinen bu gezegen, güneş sistemimizden 750 ışıkyılı uzaklıkta yer alır ve bilinen en karanlık gezegendir. Vuran tüm ışıkların yüzde birinden daha azını yansıtır ve bu da onu diğer ötegezegenlerden çok daha koyu yapar. Karanlığının sebebi, büyük kısmını oluşturan ışık emici gazlardır. Fakat ürkütücü görünümüne rağmen, bu gezegen erimiş kırmızı bir renk yakar. Bunun sebebi ise yüzeyinin 1100 santigrat dereceye kadar ulaşan aşırı sıcaklığıdır.

ekstrem1bilgi

Elmas Gezegen: 55 Cancri e

Uzayda, karanlığın ötesinde, ışıldayan bir mücevher gibi parlayan bir gezegen var. Bu gezegen, 55 Cancri e olarak adlandırılıyor ve Dünya’nın iki katı büyüklüğünde. Fakat bu gezegeni özel yapan şey boyutu değil, bileşimidir. 55 Cancri e, üçte biri katı elmastan oluşan devasa bir elmas gezegenidir.

Bu kadar elmas nereden geliyor? Gezegenin çekirdeğinde yüksek basınç ve sıcaklık, karbondaki atomları elmas kristallerine dönüştürüyor. Bu da gezegenin büyük bir kısmının elmastan oluşmasına yol açıyor.

Ancak heyecanlanmadan önce şunu da belirtmek gerekir ki, 55 Cancri e Dünya’dan 40 ışık yılı uzaklıktadır. Bu kadar uzak bir mesafeye seyahat etmek, şu anki teknolojimizle mümkün değil.

Diyelim ki bir şekilde bu gezegene ulaşmayı başardık. Elmasları toplamak ve Dünya’ya geri getirmek de kolay olmayacak. Elmas gezegeni aşırı sıcak ve yoğun bir atmosfere sahip. Bu da gezegende herhangi bir yaşam formunun varlığını imkansız kılıyor.

Ayrıca, 55 Cancri e’den Dünya’ya getirilen elmaslar, dünyadaki elmas arzını alt üst edecek ve elmasların değerini düşürecektir.

Sonuç olarak, 55 Cancri e, uzaktan hayran olunan bir güzellik gibi görünüyor. Yakından bakıldığında ise zorlu koşullara sahip, ulaşılması imkansız bir yer.

Buzdan Cehennem: Glizzy 436b

Evren, kimya yasalarına meydan okuyan ve hayal gücümüzü zorlayan birçok garip ve harikulade gezegenle dolu. Bunlardan biri de Glizzy 436b olarak adlandırılan buzdan bir gezegen. Buz gibi bir yapıda olmasına rağmen, yüzeyinin 439 santigrat derece gibi inanılmaz bir sıcaklıkta yanıyor olması, onu adeta bir cehenneme dönüştürüyor.

Peki, bu nasıl mümkün olabilir? Buz, erime noktasının üzerinde nasıl katı kalabilir? Cevap, Glizzy 436b’nin muazzam yerçekiminde yatıyor. Yerçekimi o kadar güçlü ki, erimiş buzlu suyu gezegenin çekirdeğine doğru çekerek sıkıştırıyor ve buharlaşmasını engelliyor. Bu da, buzun erimemesine ve gezegenin yanmaya devam etmesine neden oluyor.

Sıcak Cam Yağmurları: HD 189773b

Sanki sürekli yanlara cam yağdırdığı bir gezegeni hayal edin. HD 189773b, atmosferi ona güzel mavi rengini veren silikon parçacıklarıyla dolu bir gezegendir. Fakat gezegenin aşırı yüksek yüzey sıcaklıkları nedeniyle, bu silikon parçacıkları eriyerek katı cam oluşturmak üzere yoğunlaşır ve saatte 4000 mil hızla esen sonsuz rüzgarlarda gezegenin etrafında savrulur.

Yıldız Tarafından Yutulan Gezegen: WASP-12b

WASP-12b, yıldızına o kadar yakın bir yörüngede hapsolmuş ki, tüm yüzeyi hayal edilemeyecek kadar yüksek sıcaklıklara maruz kalıyor. Bu aşırı sıcaklıklar, gezegenin kütlesini yavaş yavaş eritiyor ve yıldız tarafından emiliyor. Jüpiter büyüklüğündeki bu gezegen, yıldızının erimiş sıcaklıkları nedeniyle balon gibi şişiyor ve saniyede inanılmaz altı milyar metrik ton kütle kaybediyor. Bu kadar hızlı bir şekilde parçalanması, gezegenin küresel şeklini de bozuyor ve onu yumurta benzeri dikdörtgen bir forma dönüştürüyor.

Yaşam Işığı: Glizzy 581c

Glizzy 581c, bilim insanları tarafından uzaylı yaşamına ev sahipliği yapma potansiyeli olan ilk üç dış gezegenden biri olarak seçilmiştir. Dünya’dan çok farklı bir gezegen olan Glizzy 581c, kırmızı bir cüce yıldızın yörüngesinde döner. Bu nedenle gökyüzüne baktığınızda her zaman koyu kırmızı bir renk görürdünüz. Gezegen aynı zamanda gelgit kilitlidir, yani kendi ekseni üzerinde dönmez. Tıpkı Ay’ın Dünya ile olan ilişkisi gibi. Gezegenin bir tarafı her zaman yıldızından uzağa, diğeri her zaman ona doğru bakar. Glizzy 581c’nin yıldızına bakan tarafı o kadar sıcaktır ki, orada dursaydınız canlı canlı eritirdiniz. Fakat gezegenin yıldızdan uzağa bakan karşı tarafı o kadar soğuktur ki anında donarsınız. Bu son derece şiddetli gezegenin insanlara benzer canlılığı nasıl destekleyebileceğini merak ediyor olabilirsiniz. Sıcak tarafı ile buzlu tarafı arasında dar bir arazi şeridi var. Bu şerit, sadece hayatı desteklemek için mükemmel bir sıcaklığa sahiptir. Fakat yanlış tarafa adım atmamaya dikkat edin, aksi takdirde sonunuz pek iç açıcı olmayacaktır. Dünya’dan Glizzy 581c’ye gönderilen bir mesajın 2029’da gezegene ulaşması bekleniyor.

Yıldız Savaşları’ndan Daha Tuhaf: WASP-17b

Scorpius takımyıldızında bulunan WASP-17b, “yaban arısı” olarak bilinir. Bu gezegeni bu kadar tuhaf yapan şey ise boyutu. Güneş sistemimizdeki en büyük gezegen olan Jüpiter’in 1,9 katı büyüklüğündedir. O kadar büyük ki, teorik olarak var olmaması gerekir. Bu durum, gezegenlerin büyüklüğünün ne kadar büyük olabileceğine dair bilimsel yasaları çiğniyor. Ayrıca WASP-17b son derece düşük bir yoğunluğa sahiptir ve “kabarık gezegenler” olarak adlandırılan eşsiz bir gezegen sınıfına girer. Bu dev gezegenler, boyutlarına göre çok düşük yoğunluğa sahiptir. Fakat WASP-17b’yi özel kılan tek şey bu değil. Aynı zamanda geriye dönük bir yörüngeye sahiptir, yani ev sahibi yıldızı etrafında ters yönde döner. Luke Skywalker’ın Tatooine’de yaşadığı ikiz güneşleri hatırlayabilirsiniz. Fakat gerçek hayat bilim kurgudan çok daha şaşırtıcı olabilir.

İkiz dünya:Kepler-438b

470 ışık yılı uzaklıkta bulunan Kepler-438b, Kepler uzay teleskobu tarafından keşfedilen ve Dünya’ya en çok benzeyen gezegenlerden biri olarak kabul edilir. Bu benzerlik, Dünya Benzerlik Endeksi (ESI) ile ölçülür ve Kepler-438b’nin ESI değeri 0,88’dir. Bu değer, Dünya’ya olan benzerliğini gösterir ve bugüne kadar keşfedilen en yüksek değerlerden biridir.

 

Kepler-438b, Dünya’ya benzer özelliklere sahiptir:

  • Kayalık bir yapıya sahip olduğu düşünülmektedir.
  • Güneş’e benzer bir yıldıza, Kepler-438’e yakın bir konumdadır.
  • “Goldilocks bölgesi” olarak adlandırılan, yıldızına ne çok yakın ne de çok uzak bir bölgede yer alır. Bu bölge, sıvı suyun var olması için ideal sıcaklığa sahip olmasıyla bilinir.
  • Sıvı su, yaşamın temel bir bileşenidir ve Kepler-438b’nin Goldilocks bölgesinde yer alması, bu gezegende yaşamın var olma olasılığını artırır. Bu da Kepler-438b’yi, uzay araştırmalarının “kutsal kasesi” olarak nitelendirilen ve yabancı yaşam formlarının bulunabileceği en umut vadeden adaylardan biri haline getirir.

Kepler-438b’nin keşfi, Dünya benzeri gezegenlerin evrende yaygın olabileceğini göstermesi açısından da önemlidir. Bu keşif, evrenin başka bir yerinde, belki de çok yakınımızda, zeki yaşam formlarının var olma olasılığını da heyecan verici bir şekilde gündeme getirmektedir.

Gezegenler hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir